Çok mutluyum! Evet, dün gazeteden haberini almıştım ancak, yine de içimde bir şüphe bir gerginlik bekliyordum. Çünkü gazetede çıkmasına rağmen blogum hala açılmıyordu. Uzun süre ara verdikten sonra ilk yazımı yazmak için araştırmalara giriştiğim gün bloglar kapatıldı. Bunu blog tanrıları tarafından ihmalkarlığım nedeniyle bana verilmiş bir ceza olarak gördüm ben de. Öyle ya bir aydan fazla bir süredir sesim soluğum çıkmıyordu ve bazı izleyicilerimden kızgınlık dolu mailler almaya başlamıştım (eheh çok karizmatik oldu böyle yazınca). Sadık bir blog okuru olarak sevdiğim bloglar sık güncellenmediğinde hissettiğim şeyleri başkalarına hissettiriyor olmam blog tanrılarını feci gıcık etmiş olmalıydı. Onlarda o yüzden bana yeniden blog yazmak için dayanılmaz bir istek, ama bu isteği gerçekleştirememem için açılmayan bir blog vererek intikamlarını almak istemişlerdi.

Neyse ki onlar intikam isteklerini çabuk doyurdular ve digiturk de üyeliğimi iptal ettirmeme gerek kalmadan aklını başına aldı ve tam doğumgünümde blogların açıldığı haberini aldım (bu arada yine tam doğumgünümde çok acayip bir başka haber daha aldım ama bunu henüz paylaşma cesaretini gösteremeyeceğim sanırım). Sevgili blog tanrıları, bana verdiğiniz bu doğumgünü hediyesinin kıymetini bileceğim ve blogumu bir daha bu kadar uzun süre ihmal etmeyeceğim, söz!

Dün doğumgünümdü, yukarıda da bahsettiğim gibi. Yukarıdaki karikatür geçen seneki parti davetiyemde vardı sanırım. Yaşlanmak konusundaki hislerimi son derece açık bir biçimde yansıttığı için çok seviyorum. Artık dana kadar olmuş biri olarak, size şu kadarını söyleyebilirim: Her sene kendimi daha hafiflemiş, yüklerinden kurtulmuş ve daha bütünleşmiş bir insan gibi hissediyorum. Eskinin büyük dertleri şimdi biraz komik ve hayatın küçük anları daha da kıymetli. Yaşlanmayı seviyorum - birde kırışık meselesi olmasa.

işte böyle efendim, ben de blogum da döndük, emrinize amadeyiz!