Evet, nerede kalmıştık? Sanırım, yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiş, orada da bırakmıştık. Kısa bir özet geçmek için sizlere hepimizin aşina olduğu bir öykü anlatacağım.

Çılgın bir cuma akşamı güzelliğinizin doruklarında bir şekilde dışarı çıktınız ve diyelim ki bir okul partisine gittiniz. İçeri girdiğiniz anda içeride pek çok erkek (veri) olduğunu gördünüz(duyusal işlem). Ama o da ne! içlerinden bir tanesi adeta beyaz atının üzerinde bir prens gibi güzel adidas ayakkabılarının üzerinde parlıyor (dikkat)! Hemen hayallerinizin erkeğinin durduğu yere gittiniz, çaktırmadan konuşmalarını dinlemeye başladınız. Siz onu dinlerken tanıştığı birine adını ve bölümünü söyledi "Ben Etyen, Oyun ve Eğlence bölümünde okuyorum". Bu son derece önemli bilgileri hemen aklınıza yazdınız (kısa süreli belleğe tabiki) sonra unutmamak için içinizden "Etyen, oyun eğlence, etyen, oyun eğlence" diye tekrar ettiniz (çok şaşırtıcı olacak ama evet, tekrarlama). Bu çok önemli bilgiler sayesinde okula döndüğünüzde bir şekil Etyen'i bulmayı ve sevgilisi olmayı başardınız. Artık birisi size sevgiliniz hakkında bazı bilgiler sorarsa rahatlıkla "Adı Etyen, Oyun ve Eğlence Bölümünde okuyor, ay çok tatlı diiii miiiii" diyebilirsiniz (semantik bellek). Ya da birisi size nasıl tanıştığınızı sorarsa "Okulun partisine gitmiştim, içeri bir girdim, karşımda etyen, hemen kıvrak hareketlerle yanına gittim, başkasına söylerken adını duydum, sonrası hafiyelik işte" diye anlatabilirsiniz (episodik ve tatataaamm otobiyografik bellek). Tabi ben sizin yerinizde olsam daha karizmatik bir öyküyü tercih ederim "İşte ben çimlerde oturuyordum, birden yanıma geldi uzun uzun gözlerime baktı, o anda anlamıştım, hemen öpüşmeye başladık".

Hayatımız gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçtiğinde, en yakın arkadaşımıza dün akşam olanları anlattığımızda, bir koku bize birden çocukluğumuzdaki bir günü hatırlattığında, evlenme teklifi alışınızı, işe kabul edilişinizi, köpeğinizin öldüğü günü hatırladığınızda hep Otobiyografik Hafızanızı (OBB diyelim aramızda) kullanıyorsunuz. Eternal Sunshine of the Spotless Mind'da, Dark City'de uğraşılan da hep OBB (bu arada ikisi de birbirinden muhteşem. seyredin diliyorum). Siz kullanıyor musunuz böyle cümleler ama ben başıma bir şeyler geldiğinde "Dosyayı kaydetmeden kapatmak, en son kaydettiğim yerden yeniden başlamak istiyorum böhüe" gibi cümleler kurduğumda da yine OBB işin içine giriyor. Mucizevi bir alet nerden baksanız.


Madem bu kadar tatlı, şeker, süper bir alet o zaman biraz daha derinlemesine öğrenmek lazım değil mi? Buyrun burdan yakın:

Otobiyografik Bellek bir kişinin hayatında gerçekleşen olaylara dair belleğine verilen isim (Yukarıda verdiğim örnekler, burada ne demek istediğimi açıklıyor diye düşünüyorum). OBB'nin ne işe yaradığı neden ortaya çıktığı pek çok hararetli tartışmaya neden olmuştur eminim ama işte buyrun size varılan son nokta:

1. Benlik fonksiyonu (self function): OBB,kişilik gelişiminde rol oynar ve zaman içersinde tutarlı bir benlik hissinin korunmasına yardımcı olur. Diyelim ki siz kendinizi çok iyi bir insan olarak görüyorsunuz. Bu fikri oluştururken geçmişte insanlara yardım ettiğiniz olaylara dair anılarınızı kanıt olarak kullanırsınız. Bu anılar aynı şekilde bu fikrin devamını sağlamanız için de kullanılırlar (OBB sahibinin tutarlılığına pek düşkündür. Sizin kafanızdaki kim olduğunuza dair resimle örtüşmeyen anıları hasır altı eder)

2. Sosyal fonksiyon (social function): OBB, sohbetler için malzeme sağlayarak sosyal bağlanmanın oluşmasına yardımcı olur. Dostlarınızla ya da sevgilinizle yeni yeni yakınlaşmaya başladığınız zamanlarda, sabahlara kadar yaptığınız sohbetleri düşünün. Siz kendinizi anlattınız (anılarınızı yani) onlar da kendilerini anlattılar size (anıları yine evet). Birbirinizin hayatının derinliklerinde gezerken, birbirinizi daha iyi anlarken aranızda bir bağ oluştuğunu hissettiniz değil mi? İşte tam da bundan bahsediyorum.

3. Yönetici fonksiyon: OBB'nin problem çözme ve gelecekti davranışlara yön verme fonksiyonu. Önce ilkine örnek: Annenizle kavga ettiniz ve küstünüz diyelim. Bu durumu sona erdirmek istediğiniz zaman OBB hemen yardımınıza koşarak en son kavga ettiğinizde nasıl barıştığınızı size hatırlatır ve siz de annenize bir demet çiçek alarak özür dilemeye gidersiniz (biliyorsunuz ki her zaman onlar haklıdır). Bu fonksiyonu pek çok şeye uyarlayabilirsiniz. Daha önce gittiğiniz bir yere gitmek isterken yolu kaybettiniz diyelim "Hmmm o gün galiba şuradan dönmüştük" cümlesi bu fonksiyona süferli bir örnek. İkinci fonksiyona vereceğim örnek bence süper açıklayıcı olacak. Diyelim ki yeni bir sevgili yaptınız (Etyen mesela). Her şey çok güzel olsun ve hiç sorun çıkmasın istiyorsunuz. Bundan bir önceki ilişkinizde, çok kıskançlık yaptığınız, sürekli mızmız ve dırdır yaptığınız, bir baskıdan ötekine koştuğunuz için terkedilmiştiniz. Ama artık akıllandınız ve bu ilişkide bu hataların hiç birini yapmayacaksınız (yeni ve aynı bombalıkta hatalar bulacaksınız, orası ayrı). İşte sizin yeni ilişkinizde eski ilişkideki hataları yapmamaya karar vermeniz ve bu kararı uygulamanız, gelecek davranışlara rehberlik etme kısmına süferli bir örnektir.

Böyle harika görevleri yerine getirmekte hiç bir beis görmeyen OBB, bir de üzerine bir takım süpermenvari özellikleri vardır. Bir kere son derece canlı olurlar ve pek çok duyusal detay içerirler (genç yaz tatilinin ilk gününü bütün renkleriyle, denizin kokusuyla, çardaktaki yastıkların dokusuyla ve içtiğiniz kahvenin kokusu ve tadıyla birlikte hatırlamanız gibi, öhöm yani benim hatırlamam gibi). Bu anıları hatırlarken zaman zaman adeta geçmişe döneriz. İçimizde o anda hissettiğimiz hisler, olayı yeniden yaşarız. Bu anılar detaylı ve tutarlı öykülere sahiptir (ha tamam işte ben o sabah sınava girmiştim, o yüzden yorgundum, esniyordum durmadan, o yüzden de gözlerim yaşarmıştı. O da beni ağlıyorum sanmış çok endişelenmiş, sonra ben yok bir şeyim deyince de inanmadı, seni aramış...)

Yukarıdaki özelliklerde süper elbette ama bence OBB ile ilgili en ilginç şeylerden biri bazı anıları yaşadığımız zaman olduğu gibi, yani kendimizi olayların içinde, kendi gözlerimizden olayı yaşayarak hatırlıyor oluşumuz, bazı anıları ise sanki olayın dışındaymışız da olayı kameraya çekiyormuşuz gibi, kendimizi de dışarıdan görerek hatırlamamız.

Size OBB hakkında söz verdiğim mini girişi yazmış olmaktan duyduğum sonsuz mutlulukla haşlanmış tavuk ve salata yemeye gidiyorum. Bu arada eklemeden edemeyeceğim, sarı ışıklı bir masa lambası kadar konsantrasyonu ve motivasyonu artıran çok az şey biliyorum. Saygılar.

Comments (4)

On 16 Aralık 2010 02:23 , etyen dedi ki...

etyen ben . oyun eğlence müdürüyüm!
bir kez daha çok güzel harmanlamışsın yazıyı.
obb'mi kolaycana idrak ettim.

 
On 16 Aralık 2010 02:32 , rot dedi ki...

müdür bu buna konuş :P

 
On 16 Aralık 2010 02:42 , Feyza Z. Çolak dedi ki...

Harikaaa, eternal sunshine bugüne kadar izlediğim en muhteşem filmdir, bayılırım. Artık OBB ne diye sorsalar şakır şakır anlatabilirim. Eline sağlık çok güzel ve akıcı olmuş.

 
On 16 Aralık 2010 02:48 , rot dedi ki...

yaşasııınnn çok sevindim :))