Geçen hafta bulduğum her fırsatta bir dönem herkesin dilindeyken izlemediğim "Avatar - the last airbender"ı seyrettim. Benim canım animelerim kadar güzel değildi, özellikle de çizimler açısından. Ama bazı yerlerinde ağız dolusu güldüm, merak ettim, bir an önce sonuna gelmek, olayları çözmek istedim. Dövüş sahnelerindeki yaratıcılık, karakterlerin her birindeki kendilerine has tuhaflık ve serinin kendine has espri anlayışı hoşuma gitti çokça, ama en çok serinin sonundaki ikilemi, bu ikilemin çözülme şeklini ve bu sürecin hiç didaktik olmayışını sevdim.
Bütün serideki en favori karakterim ise burada arzı endam eden Mai idi. Son derece uyuz, gloomy, huysuz bir arkadaşımız olan Mai serinin çeşitli yerlerinde yüz ifadesinden neredeyse hiç ödün vermeden beni herbiri birbirinden hoş şaşkınlıklara gark etmeyi başardı. Kendisini saygıyla süzmeyi kendime borç bilirim.
Bütün serideki en favori karakterim ise burada arzı endam eden Mai idi. Son derece uyuz, gloomy, huysuz bir arkadaşımız olan Mai serinin çeşitli yerlerinde yüz ifadesinden neredeyse hiç ödün vermeden beni herbiri birbirinden hoş şaşkınlıklara gark etmeyi başardı. Kendisini saygıyla süzmeyi kendime borç bilirim.
Comments (0)